Tokyo Camisi
Torajiro Yamada
Tarihçe
Rusya'daki Bolşevik İhtilali’nden kaçan Kazan Tatarları'nın bir kısmının Japonya'nın başkenti Tokyo'ya yerleşmiş; Mançurya’ya sığınanların da Japonya’ya gelmesi ile 1920’lerde Müslüman Türk nüfusu artmıştı. Tokyo'nun ilk camisinin inşaatı bu topluluk tarafından 1932'de başlatıdı ve 1938'de hizmete girdi. Caminin yapımı için gerekli paranın 1931'de Türkiye'yi ziyaret eden Torajiro Yamada'nın teklifi üzerine, Mustafa Kemal Atatürk tarafından sağlandı.
Torajiro Yamada
Yaşamı
1866 yılında Nakamura ailesinin oğlu olarak Numata'da dünyaya geldi. Yedi yaşında iken ailesi ile birlikte Tokyo’ya yerleşti.15 yaşında iken çay ustası Soju Yamada tarafından evlat edinildi. Bir yandan çay ustası olarak yetişirken bir yandan da bu kültürü yabancılara sergileyebilmek için Tokyo ve Yokohama’daki okullarda Çince, İngilizce, Almanca, Fransızca öğrendi.
1890’da Osmanlı İmparatorluğu tarafından Japonya’ya Sultan’ın yüksek nişanını takdim etmek için gönderilmiş olan Ertuğrul Fırkateyni’nin batması ve mürettebatından 581 kişinin ölümünden sonra şehit ailelerine yardım amacıyla düzenlenen kampanyalara katıldı. Toplanan paralardan o güne kadar teslim edilememiş olan kısmı teslim etmek için 1892’de İstanbul'a geldi. I. Dünya Savaşı’nın başladığı 1914 yılına kadar İstanbul’da kaldı. Bu süre içinde Japon kültürünü tanıtmaya ve Türkçe’yi ve Osmanlı’nın kültürel yapısını öğrenmeye çalıştı; bir fahri konsolos işlevi gördü.
Sultan Abdülhamit’e babasından kalma bir samuray kılıcını hediye olarak getiren Torajiro Yamada, Abdülhalim Nuda Efendi (Shotara Noda) adlı Japon gazeteci aracılığıyla hediyelerini saraya ulaştırdı. Shotara Noda, kazadan sonra hayatta kalanlarla birlikte gazetesi adına İstanbul’a gelmiş ve padişahın isteği üzerine Harbiye öğrencilerine Japonca dersi vermek üzere kalmış bir gazetecidir. 1891 yılında Müslüman olup Abdülhalim adını almış olan Noda, Yamada’nın gelişi üzerine ders verme işini ona bırakıp ülkesine döndü. Harbiye öğrencilerine ders vermeye başlayan Yamada’nın öğrencileri arasında ileride Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olacak Mustafa Kemal’in de olduğu ve Yamada’nın Abdülhamit’in isteği ile Müslüman olup Abdülhalil ismini aldığı şeklinde iddialar vardır Ancak bu bilgilerin doğruluğu belgelerle kanıtlanmamıştır.
Japonya ve Osmanlı İmparatorluğu arasında ticari ilişkiler kurulması için çalışan Yamada, Galatasaray Lisesi yanında “Shop Nakamura” adlı bir dükkan açtı. Tütün, tuz, yün ihraç etti; ipek ve tabak-çanak gibi eşyalar ithal etti. Ayrıca Sultan II. Abdülhamit için Japonya’dan sanat eserleri getirtip Topkapı Sarayı’ndaki Uzakdoğu objelerini düzenledi.
1906’da bir ortakla birlikte Japonya’da sigara kağıdı üreten bir şirket kurdu. Japonya’ya döndükten sonra 1925 yılında Türk –Japon İthalat –İhracat Derneği kurdu. “Toruko Gakan” (Türkiye Resimli Bir Bakış) adlı bir kitap yazdı. Bu kitapta İstanbul’u çağdaş bir Japon’un gözünden anlattı. 1957 yılında hayatını kaybetti.
Sultan Abdülhamit’e hediye etmiş olduğu samuray zırh takımı günümüzde Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir.
Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nın 6 ayda bir yayımladığı “Milli Saraylar” adlı dergide yer alan Tahsin Toğral imzalı yazıyı okuyoruz:
19. yüzyıl sonuna doğru Osmanlı - Japon ilişkileri gelişirken 2. Abdülhamit dostluğun nişanesi olarak Ertuğrul Fırkateyni’ni Japonya’ya gönderir. Fırkateyn dönüş yolunda fırtınaya yakalanıp batar. İki ülkenin dostluğuna acılar katar.
Torajiro Yamada adlı bir çay hocası, bu olay üzerine Japonya’da yardım kampanyası düzenliyor. Topladığı 5000 yen tutarındaki parayı kazazede yakınlarına vermek üzere 1892 yılında İstanbul’a getiriyor. Padişah Abdülhamit, Yamada’ya büyük ilgi gösteriyor. Yamada ülkemizi seviyor. Birkaç haftalığına geldiği Türkiye’de tam 22 yıl kalıyor. İstiklal Caddesi’nde Nakamura adlı Japonya’dan ithal ürünler satan bir mağaza açıyor. Sarayın müdavimi oluyor. Müslüman olup Abdülhalil Yamada Paşa unvanını alıyor. Abdülhamit onun Türkçe dersi almasını sağlıyor. Yamada’nın da Türk subaylarına Japonca dersi vermesini istiyor. 7 subay Yamada’dan Japonca dersi alıyor.
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı patlayınca Yamada Paşa ülkesine dönüyor... Türkiye’yi ancak 17 yıl sonra, 1931 yılında Türk - Japon Dostluk Derneği Başkanı olarak ziyaret ediyor. Cumhurbaşkanı Atatürk, Yamada’yı:
“Sensei” yani “hocam” diye karşılıyor, “Hatırlar mısınız” diye ekliyor, “Sizden Japonca dersi alan öğrencilerden biriydim...”
Bir de fotoğraf var bu yazıya iliştirilmiş... Resimde Mustafa Kemal ve Japonca dersi alan diğer genç subaylar Yamada ile birlikte görünüyor...
Paris Camisi
Tarihçe
Cami, Verdun Savaşı'nda Fransa adına savaşırken şehit düşen 28.000 Müslüman ile I. Dünya Savaşı boyunca yaşamını yitiren toplam 70.000 Müslüman Fransız şehitleri anmak için inşa edildi. Özellikle Cezayirli Müslümanlardan oluşan ve I. Dünya Savaşı’ndan önceki Kırım ve Prusya Savaşları’nda da Fransa adına savaşan keskin nişancıları (tirailleurs) minnet ifadesi olarak caminin yapımına karar verildi. Yapımı 1922’de başladı. Ülkede cami olarak inşa edilen ilk yapı oldu. Caminin yapımından önce Paris’teki Müslümanlar, toplu ibadeti Jardin des Plantes'in içindeki eski Hôpital Salpêtrière'de gerçekleştirebiliyorlardı.
Mustafa Kemal, 1919- 1938 arasında her yıl Paris Camii’nin yapımı için “Bizim de çorbada tuzumuz bulunsun” diyerek onar bin frank para göndermiştir. Atatürk’ün ölümünden sonra bu yardım kesilmiştir. Bilgiyi veren; Paris Camii ve Enstitüsü rektörü Abbas Bencheikh El Hocine’dir. Caminin şeref defterinde II. Abdülhamit ve M. Kemal Atatürk’ün Paris Camii’nin inşasına maddi ve manevi katkıları olduğu belirtilmektedir.
15 Temmuz 1926 tarihinde o zamanki Fransa Devlet Başkanı Gaston Doumergue tarafından açılışı yapıldı; caminin açılışındaki ilk namaz, Şaziliye tarikati şeyhlerinden Cezayirli Ahmed el-Alevi tarafından kıldırıldı Camii Rektörleri 1958 yılına kadar Fransız makamları tarafından tayin edildi. İlk rektörü Gadduri Bin Cabrid’dir. 20 yıl görev yapan Gadduri Bin Cabrid’in mezarı, caminin bahçesinde bulunur.
Camii, 1958 yılında resmi kayıtlı bir kurum haline getirildi. Cami rektörü atamaları, Cezayir hükümeti tarafından yapılmaya başlandı ve cami, Cezayirli vatandaşlara mahsus bir ibadethane haline geldi. Caminin bünyesindeki İslam Enstitüsü, Fransa’daki yaklaşık 1800 cami ve mescitten 400 kadarının kontrol eder.
Son halife II. Abdülmecit, 1944’te sürgünde bulunduğu Paris’te öldüğünde cenazesi Paris Camisi’ne getirilmiş ve 10 yıl süre ile burada kalmıştır. Camii mütevelli heyetinin cenazeyi daha fazla tutamayacaklarını bildirmesi üzerine cenaze 1954’te Medine’ye gönderildi.
Mustafa Kemal Atatürk
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve medeni kabiliyeti, Ati’nin yüksek medeniyet ufkunda bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Birliği’nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapatacağım. Türk Birliğine inanıyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak, dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türklüğün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek.
.
Türk Birliği’nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapatacağım. Türk Birliğine inanıyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak, dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türklüğün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek.
.
"Bayrak bir milletin bağımsızlık alâmetidir"
Sayfalar
Milletlerin tarihinde bazı devirler vardır ki, muayyen maksatlara erişebilmek için maddî ve mânevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı istikamete yöneltmek lâzım gelir. Yakın senelerde milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin mühim neticelerini kavramıştır. Memleketin ve inkılâbın, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lâzımdır. Aynı cinsten olan kuvvetler, müşterek gaye yolunda birleşmelidir.
1931 Atatürk
.
Mustafa Kemal
Atatürk diyor ki!
AHLAK
Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir. Birtakım kuşbeyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur. Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar. Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür. Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur. Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır. Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır. Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur. Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.
.
.
.
.
.
TÜRK
Yüce Tanrı (Benim bir ordum vardır, ona TÜRK adını verdim; onları doğuda yerleştirdim; bir ulusa kızarsam, Türk'leri o ulus üzerine musallat kılarım) diyor. İşte bu, Türkler icin bütün insanlara karşı bir üstünlüktür. Çünkü, Tanrı onlara ad vermeyi kendi üzerine almıştır. Onları yeryüzünün en yüksek yerinde, havası en temiz ülkelerinde yerlestirmiş ve onlara "KENDİ ORDUM" demiştir.
(Divan-ı Lügat-it-Türk'ten derlemeler kıtabından)
Hz. Muhammed: Milliyet duygusu ilahidir.
(Divan-ı Lügat-it-Türk'ten derlemeler kıtabından)
Hz. Muhammed: Milliyet duygusu ilahidir.
Dikkatle Okuyalım!
Milletlerin tarihinde bazı devirler vardır ki, muayyen maksatlara erişebilmek için maddî ve mânevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı istikamete yöneltmek lâzım gelir. Yakın senelerde milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin mühim neticelerini kavramıştır. Memleketin ve inkılâbın, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lâzımdır. Aynı cinsten olan kuvvetler, müşterek gaye yolunda birleşmelidir. 1931 Atatürk
Kerbela 16 Türk Devletleri Ekran Koruyucu Sultan III. Selim Sultan Abdülmecid II TÜRK-İNGİLİZ-VE IRAK İLİŞKİLERİ Siyaset ve Devlet İdaresi Mustafa Kemal Atatürk: Türkiye’de Demokrasi Elmalı Tefsiri TÜRK ORDUSU VE TÜRK ASKERİ MİLLİ SAVUNMA ve EMNİYET RSS Feed Sultan II. Mustafa Atatürk’ün Milli Birlik ve Beraberlik Konusundaki Görüşleri Sultan VI. Mehmed Vahdettin Laiklik ve Din Sultan V. Murad ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE (ÇAĞDAŞLAŞMA) Barnabas incili Sultan V. Mehmed Reşad Türk nedir? (Atatürk'ün verdiği cevap) ATATÜRK'ÜN .. Sultan Abdülaziz Han ATATÜRK BİZİMLE HUKUK DEVRİMİ VE ADALET ANLAYIŞI Atatürk'ün Anıları MILLI MÜCADELE YILLARI Sultan IV. Mehmed Atatürk’ün Din Anlayışı Hatay’ın Türkiye’ye Katılmasına Suriye’nin Tepkisi Radyo dinle Atatürk "Türk Dili" Sesli Kuran Sultan III. Mehmed ATATÜRK`ÜN VASİYETNAMESİ KONUŞMALARI Sultan I. Mahmud Gerçek değerler tarih Sultan IV. Murad Sultan II. Mahmud Hz.Muhammed Sultan I. Murad Han Yavuz Sultan Selim Han Sultan Orhan Gazi Sultan III. Osman önizleme Cumhuriyet YILLARI Glaubenslicht REFORMLAR ve ATILIMLAR Atatürk`ün Soyu Destan Sultan II. Osman ASKER ATATÜRK Torajiro Yamada Mustafa Kemal Tokyo Camisi ATATÜRK`ün Hay. ve Hz. Muhammed'in mezarı için ver.. iMAM ALi Fatih Sultan Mehmed Han Sultan I. Abdülhamid İngiliz Casusu Nutuk Atatürk’ün“Bursa Nutku” Sultan Osman Gazi Sultan I. Ahmed Sultan II. Süleyman St.Margrethen Türk Okul Aile Birliği Sevr’i Bilmek Lozan’ı Anlamak Sultan II. Ahmed Türkçe Kuran Sultan Yıldırım Beyezid Han Atatürk `DİN VE İSLÂM DİNİ` Milli Mücedele'de Türk Çocukları ve Bir Destan ATATÜRK ilkeleri Sultan İbrahim Atatürk Kronolojisi Lozan Antlaşması Sultan III. Ahmed HOCALI KATLİAMI Xocalı soyqırımı 26 Şubat 1992 Sultan Mehmed Çelebi Han Göktürk DÜNYA LIDERLERININ SÖYLEDIKLERI ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ ve BAĞIMSIZLIK - Avrupa .. MUSUL KRONOLOJİSİ (1918-1926) Türkiye'de Hak ve Eşitlik Milli Birlik ve Beraberlik .. (Bölücülük) İstiklâl Marşı Atatürk'e Mektuplar Osmanlı İmparatorluğu Tarih Sultan II. Murad Han Atatürk`ün Sözleri Musul Sorunu ve Türkiye İngiltere-Irak İlişkileri Atatürk'ün Almanya Gezisi Atatürk'ün vefatı ve o zamanki gazete haberi WikiLeaks, Atatürk ve Ingiliz gizli belgeleri Türkiye'ye Karşı Faaliyetler .. Atatürk - Mu Kıtası ve özdeyişler Milli kültür ATATÜRK DEVRIMLERI Sultan III. Murad Han Sultan II. Selim Han Sultan IV. Mustafa