Bir milleti tarih sahnesinden indirmek isteyen güçler, ilk önce o milletin dilini hedef alır.

Milletlerin, sonsuza tek varlıklarını sürdürebilmelerinin can damarı olan dilleri tahrip edilince, nesiller arasında milletin devamı için vazgeçilmez olan değerlerin nakli imkansız hale gelir. Bir kuşak sonra, kültürel iletişim kesilir.  Milli kimlik yeni kuşaklara ulaştırılamaz. Sonra, o milletin bütünlüğü ve kültürünün tüm sembolleri tarihten silinip gider. Çünkü, bir milletin varlığının temel unsuru; onun kültürü ve sesi olan dilidir.

Karamanoğlu Mehmet Bey

 

Karamanoğlu Mehmet Bey

"Şimden gerü hiç gimesne divanda, dergahda, bergahda ve dahı her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye."Günümüz Türkçesi ile "Bugünden sonra hiç kimse divanda, dergahta, bergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dilde söz söylemesin." 13 Mayıs 1277

KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİ

On üçüncü asırda Konya ve havalisine hakim olup, 1487 senesine kadar devam eden büyük Türk beyliği. Karaman aşireti, Oğuzların Avşar boyuna mensuptur.

Türkiye Selçuklu Sultanı Birinci Alaeddin Keykubad (1219-1237), Türkmen aşiretlerini Bizans ve
Kilikya hudutlarına yerleştirmişti. Bu sırada, 1228 senesinde Kilikya, Ermenilerden alınınca, Ermenek taraflarına da Karaman aşireti yerleştirildi. O zaman Karaman aşiretinin beyi Sa’deddin oğlu Nure Sufi idi. Türkmenler üzerinde nüfuz sahibi olan Nure Sufi, Hıristiyanlara ait yerleri zaptederek topraklarını genişletti. Ölüm tarihi bilinmeyen Nure Sufi’den sonra oğlu Kerimüddin Karaman aşiret beyi oldu. Bu sıralarda Türkiye Selçukluları Devleti, Moğol-İlhanlıların kontrolüne girmişti.

Karaman Bey; Ermenek, Mut, Gülnar, Mer’a ve Silifke kalelerini muhasara etti. Ermenek’i ele geçirdi. Sahib olduğu topraklarda serbestçe hareket ediyordu. Bundan dolayı Türkiye Selçuklu Sultanı Dördüncü Kılıç Arslan, Karaman Bey’in hadise çıkarmasından çekinerek ona, Larende (Bugünkü Karaman) Kalesini ikta olarak verdi. Aynı zamanda kardeşi Bunsuz da, Selçuklu Sultanının sarayında “candar” yani muhafız olarak vazifelendirildi. Fakat uç beylerinden bazılarının cezalandırılmasından endişelenen ve bir gün sıranın kendilerine geleceğini düşünen Karaman Bey, beraberinde kardeşi Zeynül-Hac ve Bunsuz olduğu halde 20.000 kişilik bir kuvvetle Konya üzerine yürüdü. Ancak Gevele Kalesi önünde yapılan muharebede Selçuklu Veziri Muinüddin Pervane, Karamanlıları mağlub etti. Karaman Beyin kardeşleri Zeynül-Hac ve Bunsuz yakalanarak Konya’da idam edildi.

Karaman Bey’in, 1262 senesinde vefatı üzerine Sultan Dördüncü Kılıç Arslan, bunun oğullarını Gevele Kalesine hapsettirdi ise de, Vezir Muinüddin Pervane’nin müdahalesi ile serbest bıraktı. Kardeşlerden en büyüğü olan Şemseddin Birinci Mehmet Bey, Ermenek tımarına sahib olarak Karaman Beyi oldu. Mehmet Bey, aşiret reisi olduktan bir süre sonra isyan eden Hatiroğlu ile birleşerek Selçuklulara karşı faaliyete geçti ve Bedreddin Huteni komutasında üzerine gönderilen Selçuklu-İlhanlı ordusunu Göksu Derbendinde, ani bir taarruzla bozguna uğrattı. Daha sonra Konya üzerine yürüyerek, Cimri lakabı verilen Alaeddin Siyavuş’u Selçuklu sultanı ilan etti. Mehmet Bey, yanında Alaeddin Siyavuş olduğu halde, 1277 senesi Mayıs ayının on ikisinde Konya’ya girdi ve Siyavuş’un veziri oldu. Toplanan divanda Türkçeden başka dil kullanılmamasına karar verdi. Bir süre sonra Akşehir ve civarında Sahib Ataoğulları idaresindeki bir orduyu yendi. Bu sefer dönüşü Konya’ya sokulmayan Karamanoğlu Mehmet Bey, Ermenek’e çekilmek mecburiyetinde kaldı. Bu
sırada Sahib Cüveyni komutasındaki Selçuklu-İlhanlı ordusu Konya’ya geldi. Bu ordu ile yaptığı çarpışmada yakalanarak bazı kardeşleri ile birlikte öldürüldü (1277). Bu hadise bir süre için Karamanlıları sindirdi.

Mehmet Bey’in yerine kardeşi Güneri Bey geçti. Bu da, Selçuklu şehzadeleri arasındaki saltanat
mücadelesinde büyük rol oynadı. Güneri Bey, 1286 senesinde Tarsus üzerine yürüdü. Aynı sene İlhanlılar, Larende ve havalisini tahrib ettiler. Güneri Bey, dağlara çekildi. Karamanoğulları, bu tarihten sonra Moğollarla bazan anlaştılar, bazan savaştılar. Güneri Bey 1300 senesinde vefat edince, yerine kardeşi Mahmut Bey geçti. Mahmut Bey, 1308 senesinde Ermenilerle savaşırken öldü. İki oğlu arasında çıkan ihtilaflar, beyliğin birliğini sarstı ve beylik, Memluklerin tesir sahasına girdi. Bu sırada beyliğin başına Yahşi Bey geçti. Yahşi Bey zamanında Karamanoğulları, tekrar Konya’ya hakim oldu. Anadolu beylerinin kendi başlarına hareket etmeleri üzerine, İlhanlı Valisi Emir Çoban idaresindeki Moğol ordusu, Anadolu’ya girdi (1314). Emir Çoban, Konya’yı Karamanoğullarının elinden aldı. Yahşi Beyin ölümü üzerine Karamanoğullarının başına Bedreddin Birinciİbrahim geçti. Karamanlılar bunun zamanında da Konya’ya hakim oldular. Bedreddin İbrahim 1319 senesinde Tarsus Ermenileri üzerine sefer düzenleyerek bazı yerleri ele geçirdi. İlhanlıların Anadolu Valisi Timurtaş’ın 1327 senesinde Mısır’a kaçması üzerine, diğer Anadolu beyleri gibi Karamanoğulları da serbestçe hareket etmeye başladılar.

İlhanlıların çöküşü ile Karamanlılar hudutlarını genişletmeye devam ettiler. 1328 senesinde Gevele Kalesine kadar ilerlediler. Beyşehir’e hakim oldular. 1333 senesinde Birinci İbrahim Bey, beylikten çekilerek yerini, kardeşi Alaeddin Halil Bey’e bıraktı. Bu beyin vefatından sonra, yeniden Birinci İbrahim Bey Karamanlıların başına geçti. Ölümü üzerine yerini oğullarından Fahrüddin Ahmet bey aldı. Beyliği çok kısa süren Ahmet Bey, Moğollar ile muharebe ederken öldü (1350). Bundan sonra kardeşleri Süleyman ve Şemseddin beyler kısa süreler ile başa geçtiler. Karamanoğulları Beyliğinde bu iki kardeşi, Burhaneddin Musa Bey takib etti. Bu bey, hastalığı yüzünden Seyfeddin Süleyman ile Karaman Bey’i Larende’ye göndererek kendisi Mut’a çekildi. 1356 senesinde Musa Beyin yerine Süleyman Bey geçti. Beş sene kadar saltanat süren Süleyman Bey, Sivas Emiri Eretnaoğlu Mehmet Bey tarafından bir hileyle öldürüldü (1361). Bundan sonra Ebü’l-Feth lakabını taşıyan Alaeddin Ali Bey Karamanlıların başına geçti.

Alaeddin Ali Bey, başa geçer geçmez Osmanlılarla münasebet kurdu. Ali Bey, faal, mücadeleci ve azim sahibi bir hükümdardı. Osmanlı Sultanı Murat Hüdavendigar’ın kızı Nefise Sultan ile evlenerek iki sülale arasında akrabalık tesis etti. Osmanlıların Anadolu’ya yayılmalarından ve beylikleri elde etmelerinden çekinen Alaeddin Ali Bey, Eretnaoğulları ve diğer Türk beyleri ile bir ittifak kurma gayretine düştü. Fakat Sultan Birinci Murat’ın aldığı yerinde tedbirler bu gayretleri neticesiz bıraktı. Alaeddin Ali Bey, daha sonra Kıbrıslıların elinde bulunan Gorigos (Kız Kalesi) üzerine yürüdü ve kaleyi muhasara etti. Kendisini bu sefere teşvik eden Moğol kumandanı Yelboğa Nasıri’nin muhasara sırasında ölümü üzerine, Karamanlılar muhasarayı kaldırarak geri çekildiler. Alaeddin Ali Bey, daha sonra komşu beyliklerin arazisinden bazı yerleri zaptetti. 1376 yılında Kayseri’yi muhasara edince, Eretnaoğlu Ali Bey Sivas’a çekildi. Fakat Eretnaoğlunun veziri Kadı Burhaneddin, Alaeddin Ali Beyi geri çekilmek zorunda bıraktı.

Alaeddin Ali Bey, kayınpederi ve Osmanlı Sultanı Birinci Murat Han’ın, Rumeli’de fetihlerde
bulunmasından faydalanarak, Osmanlılara ait olan Beyşehir’i ele geçirdi. Bunun üzerine Rumeli’den
Anadolu’ya geçen Sultan Murat Han, yaptığı muharebede Karamanoğullarını mağlub ederek, Konya’yı muhasara etti ise de, Kızı Nefise Hatunun ricası ile aldığı yerleri iade ederek barış yaptı (1386). Bu sulh, 1389 senesinde Sultan Murat Hüdavendigar’ın Kosova’da şehit olması üzerine Karamanlılar tarafından bozuldu. Alaeddin Bey, tekrar Osmanlı topraklarına girdi. Bu durum karşısında Osmanlı sultanı olan Yıldırım Beyazıt Han, Batı Anadolu’ya geçerek, Saruhan, Aydın ve Menteşe beyliklerini Osmanlı topraklarına ilhak ettikten sonra, Karamanoğlu Alaeddin Ali Beyi mağlub ederek tekrar sulhe mecbur etti. Daha sonraki senelerde, Timur Han’ın Doğu Anadolu’ya hakim olmasıyla, Alaeddin Ali Bey, ona tabi oldu. İki düşman arasında kalan Kadı Burhaneddin, Karamanlılara karşı harekete geçti ve 1396 senesinde Konya önlerine kadar gelerek, beylik topraklarının bir kısmını ele geçirdi. Bu hadiseden iki sene kadar sonra Alaeddin Ali Bey, Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt Han’ın Rumeli Seferinde olmasından faydalanarak, tekrar Osmanlı topraklarına girdi ve Ankara’ya baskında bulundu. Bu olay üzerine Yıldırım Beyazıt Han, büyük
bir ordu ile Karaman seferine çıktı. Arpaçay Muharebesinde Karaman ordusunu bozguna uğrattı. Alaeddin Ali Bey’in Konya’ya sığınması üzerine, Yıldırım Beyazıt Han Konya’yı muhasara etti. On günlük bir muhasaradan sonra Konya halkı, şehri Sultan Beyazıt’e teslim etti. Alaeddin Bey, yakalanarak öldürüldü. Böylece Karaman Beyliğinin toprakları Osmanlılara geçerek beylik sona erdi (1398). Yıldırım Beyazıt, kız kardeşi Nefise Hatun ile iki oğlu Ali ve Mehmet Beyleri Bursa’ya gönderdi. Bu iki kardeş Ankara Savaşı sonuna kadar burada kaldılar.

Yıldırım Beyazıt’in 1402’de Ankara Savaşında Timur’a yenilmesi üzerine, Karamanoğullarından Mehmet ve Ali Bey Bursa’da hapisten çıkarıldı. Timur Han, Karaman Beyliği’nin başına Alaedin Bey’in büyük oğlu Mehmet Bey’i geçirdi. Kardeşi Ali Bey, ona tabi olarak Niğde emiri oldu. Mehmet Bey, fetret devrinde Osmanlı şehzadeleri arasındaki taht mücadelelerinden istifade etmesini bildi. Sultan Çelebi Mehmet Han’ın müttefiki Germiyanoğlu Yakub Bey’in arazisine girdi. Bursa üzerine yürüyüp şehri tahrip etti (1413). Buna karşılık olarak Çelebi Mehmet Han da, Karamanoğulları arazisine girdi ve 1414 senesinde Konya önlerinde Mehmet Bey’i mağlup etti. Mehmet Bey, çok geçmeden tekrar Osmanlı topraklarına girdi. Fakat Beyazıt Paşa karşısında bozguna uğrayıp, esir düştü. Sultanın huzuruna getirilen Karamanoğlu Mehmet Bey özür dileyince, 1415 senesinde barış yapıldı. Antlaşmaya göre, Osmanlılar, zaptettikleri Akşehir, Beyşehir ve Seydişehir’e hakim oldular.

Ramazanoğlu Ahmet Bey, Timur Han’ın Anadolu’da bulunduğu sırada, Karamanoğullarına ait Tarsus şehrini ele geçirip, Memluk Sultanı Melik Müeyyed Şeyh adına hutbe okuttu. İki sene sonra Mısır ve Şam emirleri arasındaki ihtilaftan istifade eden Mehmet Bey, oğlu Mustafa Bey kumandasında bir ordu ile Tarsus’u tekrar ele geçirdi. Bu durum Memluk Sultanıyla arasının açılmasına sebep oldu. Memluk Sultanı Müeyyed, oğlu İbrahim kumandasında bir orduyu Anadolu’ya gönderdi. Mehmet Bey, Memluk kuvvetlerinin Niğde, Konya Ereğlisi ve Larende’yi zabtetmesi üzerine Taşeli’ne kaçtı. Karamanoğulları toprakları Memluk Devleti’nin himayesinde olarak Mehmet Bey’in kardeşi ve Niğde emiri Ali Bey’e verildi. Bu hadiselerden sonra Karamanoğlu Mehmet Bey’in Kayseri’yi ele geçirme teşebbüsü neticesiz kaldı. 1420 senesinde yapılan
muharebede, Ramazanoğlu Nasıreddin Mehmet Bey tarafından esir alınarak Kahire’ye gönderildi ve burada hapsedildi.

Mehmet Beyin büyük oğlu İbrahim Bey, Osmanlılara sığındı. Osmanlıların yardımı ile Konya ve Larende’yi ele geçirdi. Amcası Ali Beyi tekrar Niğde’ye çekilmek zorunda bıraktı. Osmanlıların, Karamanoğullarının iç işlerine müdahalesini hoş karşılamayan Memluk Sultanı, Mehmet Bey’i serbest bıraktı. Mehmet Bey, başa geçer geçmez, Osmanlılara karşı cephe aldı. Hamidoğlu Osman Bey ile anlaşarak Antalya üzerine bir sefer düzenledi. Antalya Muhafızı Hamza Bey şehri kahramanca müdafaa etti. Muhasara sırasında Mehmet Bey isabet eden bir top güllesiyle öldü (1423). Bu sefere katılan İbrahim Bey, babasının cenazesini alarak Larende’ye çekildi. Kardeşi Alaeddin Ali Bey ise, Antalya’ya sığındı. Böylece ikinci defa Karaman tahtına çıkan İbrahim Bey, Osmanlıların yardımı ile amcası Ali Bey’i tekrar Niğde’ye çekilmeye mecbur etti. Fakat
daha sonra Osmanlılarla olan dostluğu bozdu. Kendisini kuvvetli hissedince beyliğin üzerindeki Memluk nüfuzuna da son verdi. Memlukler, İsa Beyi kardeşi İbrahim’e karşı destekledilerse de muvaffak olamadılar. İsa Bey, Kahire’ye kaçtı. İbrahim Bey’in zamanında Karamanoğulları en parlak devirlerini yaşadılar. Osmanlılar aleyhine ittifak yapan İbrahim Bey, 1433 senesinde Macarların Osmanlılara saldırmasını fırsat bilerek Beyşehir’i aldı. Osmanlı sultanı, Rumeli’de Macarları yendikten sonra Karamanoğlu İbrahim Bey üzerine yürüdü. Konya’ya kadar birçok şehri zaptetti. İbrahim Bey’in sulh isteği, 1453 senesinde aldığı yerleri geri vermek ve bir daha antlaşmaya aykırı harekette bulunmamak şartıyla kabul edildi.

Diğer taraftan, Memluk Sultanlığı ile Dulkadiroğulları arasındaki ihtilaftan faydalanan İbrahim Bey, Kayseri’yi ele geçirdi. Bu durum Osmanlılarla Memluklerin arasını açtı. Kayseri’den sonra Osmanlı topraklarına giren ve Amasya Kalesini muhasara eden İbrahim Bey’e karşı Sultan İkinci Murat Han, kendisinden yardım isteyen Dulkadiroğlu Süleyman Bey’e yardımcı kuvvet gönderdiği gibi, Tokat sancak beyine de bu kuvvetlere katılarak Kayseri’yi zaptetmelerini emretti ve şehir 1436 senesinde alındı. Bundan sonra İbrahim Bey’in kardeşi olan ve Osmanlıların yanında bulunan İsa Bey, Karaman arazisine yaptığı akınlarda Akşehir’i ele geçirdi. Karamanoğlu üzerine yapılan akınların birinde İsa Bey öldü. 1437 senesinde İbrahim Bey’in Osmanlı Devleti ile sulh yapması üzerine Anadolu’da sükunet hasıl oldu.

İbrahim Bey, 1444 senesine kadar Osmanlı Devletine karşı hiçbir harekette bulunmadı. Fakat Osmanlılar Sofya’ya kadar inen Haçlı kuvvetlerini karşılamaya gittiklerinde, Osmanlı Devletini arkadan vurmakta da tereddüt etmedi. Karamanoğlu kuvvetleri Ankara ve Kütahya’ya kadar olan yerleri tahrip ettiler. Sultan Murat Han, Macarları mağlub ettikten sonra, Anadolu’ya geçerek Karamanoğulları üzerine büyük bir sefer düzenledi. İslam aleminde suçlu duruma düşen ve çaresiz kalan İbrahim Bey, yemin vermek suretiyle ağır şartlar altında Osmanlı Devleti ile sulh yaptı. Bu ahidnamede İbrahim Bey, her sene bir oğluyla kendi askerini Osmanlı Devlet hizmetine göndermeyi taahhüd ediyordu. Edirne-Segedin antlaşması bozulup, Haçlıların taarruz ederek Varna önüne geldikleri zaman, İbrahim Bey yeminine sadık kalarak, antlaşmaya aykırı bir harekette bulunmadı. İkinci Kosova Savaşı’nda (1448) Haçlılara karşı Osmanlı ordusuna yardımcı kuvvetler gönderdi.

Hıristiyanlara karşı yapacağı bir seferin, üzerindeki kötü intibaı sileceğini hesaplayan İbrahim Bey, henüz Kıbrıslıların elinde bulunan Gorigos’a taarruza karar verdi ve 1448 senesinde Gorigos’u fethetti. 1451 senesinde Osmanlı tahtına Sultan İkinci Mehmet Han’ın geçmesi, İbrahim Bey’e yeni ümitler vermişti. Fakat Sultan Mehmet’in Karaman üzerine yürümesi onu tekrar barışa mecbur etti. İstanbul’un fethi hazırlıkları sırasında Karamanoğulları Venedikliler’le ticaret antlaşması yaptılar. Hakikatte antlaşmada zikredilen düşman, Osmanlı Devleti’ydi. İbrahim Bey, 1456 senesinde Tarsus, Adana ve Külek taraflarını ele geçirmek için sefer düzenleyince, Memlukler, bir ordu göndererek Karaman topraklarını tahrib ettiler. İbrahim Bey, Fatih Sultan Mehmet’in Kastamonu ve Trabzon seferlerinde, antlaşma gereğince oğlu kumandasında asker yolladı (1461).

İbrahim Bey’in son günleri ızdırap içinde geçti. Oğulları sağlığında Karaman tahtına geçebilmek için,
mücadeleye başladılar. İbrahim Bey, büyük oğlu İshak Bey’i veliaht ve İçel valisi yapmıştı. İshak Bey, babasının sağlığında idareyi bizzat ele aldı. Fakat, taht mücadelesinde babasıyla beraber Kavala Kalesi’ne çekildi. Diğer oğlu Pir Ahmet, Konya’da hükümdarlığını ilan etti. Bu sırada İbrahim Bey, Kavala’da öldü. İshak Bey’e rakib olarak Pir Ahmet’in çıkması; Osmanlı, Memluk ve Akkoyunlu devletlerinin, beyliğin iç işlerine karışmalarına sebep oldu. Neticede Pir Ahmet, Osmanlıların yardımını sağlayarak Antalya Valisi Hamza Bey’in kuvvetleriyle Karaman’a girdi. İshak Bey, yenilerek Silifke’ye çekildi ve yardım için Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın yanına gitti. Pir Ahmet, Karamanoğulları’nın başına geçince, Osmanlılara yardımları karşılığında Beyşehir ve Ilgın’ı verdi. Fakat Ahmet Bey’in bir süre sonra Akkoyunlu ve Venedikliler’le anlaşması, Fatih Sultan Mehmet Han’ın Karaman üzerine sefere çıkmasına sebep oldu. Osmanlı kuvvetleri Konya’yı aldı. Ahmet Bey, Larende önlerinde Mahmut Paşa’ya yenilerek Tarsus’a kaçtı. Fatih Sultan Mehmet, oğlu Şehzade Mustafa’yı Karaman vilayetine tayin etti ise de, Karaman’ın yerli halkı beylerine sadıktı. Pir Ahmet Bey, kardeşi Kasım Bey’le barışarak Karaman Beyliği için beraberce mücadele etti.Akkoyunlu Uzun Hasan ve Venedikliler’in teşebbüsleri, Karaman topraklarının Osmanlılar tarafından ele geçirilmesini önleyemedi. Osmanlılar, Otlukbeli Savaşında Uzun Hasan’ı yendikten sonra, Karamanoğlu topraklarına tamamiyle sahib oldu. Gedik Ahmet Paşa, önce Ermenek, sonra da Mennan Kalesini ele geçirdi ve Silifke’yi zaptetti. Şehzade Mustafa da Develi-Karahisar’ı teslim aldı. Bu sırada Pir Ahmet öldü ve Karamanoğulları’nın başına Kasım Bey geçti. Kasım Bey devrinde bütün mücadelelere son verildi.

Karaman valiliğine gönderilen Şehzade Cem Sultan, Karaman beyleri ile dostluk tesis ederek onların kalbini kazandı. Karamanoğulları’nın son varisi olan Kasım Bey, Karaman valisi tayin edilen Şehzade Cem Sultan ve Sultan İkinci Beyazıt Han ile anlaşarak Osmanlı himayesinde ölüm tarihi olan 1483 Şubatına kadar İçel taraflarında hüküm sürdü. Onun ölümü ile Karamanoğulları Beyliği sona erdi. Kasım Bey’in damadı Turgut’un oğlu Mahmut Bey, 1487 senesine kadar İçel’de sancak beyliği yaptı. Onun beyliği yeniden ihya etme faaliyetlerine karşılık üzerine kuvvet gönderildi. Karşı duramayan Mahmut Bey tutunamayıp, Memluklere sığındı, Karamanoğulları toprakları Sultan İkinci Beyazıt devrinde bütünüyle Osmanlı Devleti sınırları içine alındı.

Karamanoğulları, Anadolu beyliklerinin, Osmanoğulları’ndan sonra en büyüğü, en kudretlisi ve en
devamlısıdır. Konya’yı yani Türkiye Selçukluları’nın merkezini elinde tutan Karamanoğulları, kendilerini Selçukluların halefi saymışlardır. Fakat Osmanoğulları’nın, manevi, siyasi ve jeopolitik durumları, gazalarının kazandırdığı itibar ve hükümdarlarının emsalsiz dehası karşısında bu iddiaları hayalden öteye gidememiştir. Karaman-Türkmen Beyliği, 1250 senelerinden 1487 yılına kadar yaklaşık iki yüz otuz yedi sene hüküm sürmüştür.